Türk Futbolunda yine transfer transfer. Ha bu arada ilk kez futbol ile ilgili yazıyorum buraya! Kriz var, para yok vs vs; klüp yöneticileri milyarlık borçlara rağmen hala paraları saçmaktan bıkmadılar! Milyonların peşinden sürüklendiği futbola devlette hep arka çıkarak bu zarar ziyanları bir şekilde hafifletip bu futbolu bilmediğini düşündüğüm yöneticilerin keyiflerini de bozmuyorlar. Gel Falcao gel; severiz seni de…
Archive for the ‘Öylesine’ Category
FALCAO’laştıramadıklarımızdan mısınız?
Çarşamba, Ağustos 21st, 2019Belki yazarım bir ara…
Cumartesi, Mart 30th, 2019Yaşamaya ve en önemlisi de sevmeye devam; belki yazmaya da devam, ama bir ara…
Sensizliğin güncesi – 2297.gün
Perşembe, Aralık 15th, 2016Öyle işte.
Ancak bugün cesaret ediyorum.
Sensizliğin de bir güncesi var artık.
Bilmem kaçıncı günde görüşmek üzere…
Datalar Tükenmez
Salı, Ağustos 9th, 2016Gecenin 4’ü, önümde laptop…
Yazıyorum ben, makale için…
Datalar tükenmez, grafikler bitmez…
Bir aferin için, makale yazılmaz…
Bekleme hocam, koşturma kankam…
Hele sen teşvik, sana hiç gelemem…
Sonu hiç gelmez, yorumun sevilmez…
Datalar tükenmez, grafikler bitmez…
Muhtemel
Pazar, Mayıs 1st, 2016Uzak olmayan bir zamanda
Umut dolu güneşin peşinde
Öğlen kahvesi gibi leziz
İkindi çayı gibi rutin
Muhtemel gibi sonu gelmeyen
Mayıs ayının en güzel gününde
Mutlu bir sabaha uyan
Ihlamur çiçekleri eşliğinde
Köşe başında ki bankta
Mavi ol yine; özgür!
Yeşil ol yine; hayat!
Kırmızı ol yine; deli!
Muhtemel ol yine; imkansız!
AMONYAKLAŞTIRAMADIKLARIMIZDAN MISINIZ?
Salı, Kasım 10th, 2015Senin serbest formunu sevdim be Amonyak…
Özgürlük naraları attığın an var ya işte…
İsyana kalktığın en coşkulu an var ya be büyük molekül…
Hani o sıvıdan gaza geçtiğin an yok mu be çilekeş…
İşte o anı sevdim be ötröfik karakter…
Membrandan geçip gitmeni özledim bir de ey sevgili…
Sıyrılıp aside bağlanmanı dört gözle bekledim be gavur ruhlum…
Mezofilik durumlarda kopup gitmeni sevdim…
Yüksek yüksek pH’lar diye tutturmadığın asidik durumları sevdim…
Toplam Kjeldahl halini de sevdim…
Amonyumlaşma hemen, onu da sevdim ey dostum…
Ama senin Hidroliz olabilme ihtimalini daha çok sevdim be Kjeldahl abi…
Aslında ben senin her halini sevdim be Makro birey…
Amonyaklaşmak yada Amonyaklaşamamak, işte bütün mesele bu be yer kürenin oğlu…
Ayrılda gel artık!
Boş Ver
Cumartesi, Nisan 25th, 2015Üzülme
Nefes al ve rahatla
Gözlerini kapat ve düşünme
Yüksel gökyüzüne
Bulutlardan seyre dal dünyayı
Unut umutsuklukları
Hüzünlerini geri de bırak
Kendine gel, rüyadan uyan
Hayat senin
Hayat sensin
Hayatı sev
Sevilmeyi sev
Sevmeyi sev
Gerisini boş ver
Kelimeler
Pazar, Ocak 5th, 2014Kimi zaman mutluluk…
Kimi zaman hüzün…
İki dudak bir kaç kıpırtı…
İşte duygular, bir kelime…
Kimi zaman yürekten…
Kimi zaman sessizce…
İki dudak arası git geller…
İşte aşk, bir kelime…
Kimi zaman özgürlük…
Kimi zaman esaret…
İki dudak çok şey…
İşte hayat, bir kelime…
Elma’nın hikayesi…
Pazar, Aralık 20th, 2009Bir hikayedir bu
Adem ve Havva ile başlayan
Cennette yeşeren
Elmanın hikayesi
Tatlı, sulu ve sert
Tıpkı aşk gibi
Bir hikayedir bu
Yeryüzüne inen
Bize bu günleri gösteren
İlk aşkı anlatan
Belkide yaradanın bir cezası
Yada şeytanın bir oyunu
Bir hikayedir bu
İlk aşkın yasak meyvesinin
Elmanın hikayesi
Tatlı, sulu ve sert
Tıpkı aşk gibi…
Hayata başka bir açıdan bakmak…
Cumartesi, Aralık 5th, 2009
Hayatın gerçek tadına varmak için bazen kalıpların dışına çıkıp farklı bir açıdan her zamankinden değişik bir yolla/yöntemle bir şeyler baksak/yapsak ya, güzel olmaz mı?
Emin değilim ama denemeden karar vermek biraz zor olsa gerek; ne dersin Kamil abi? 😀 Peki bunu nasıl yaparız derseniz? Emin de değilim ama her zamankinin tersini yapsak… Sağdan değilde soldan gitsek… Gül değilde kaktüs hediye etsek :D… Yada bazen empati kursak… Sadece bir kaç garip öneri bunlar, siz neyi nasıl yapacağınızı daha iyi birlirsiniz…
Maviliklere doğru…
Perşembe, Kasım 26th, 2009Uçsuz bucaksız maviliklerde
Bir martı edasıyla uçmak vardı
Huzura doğru ilerlemek
Sessizliğe kanat çırpmak
Özgürlüğü hissetmek
Umudun tadına bakmak
Mutluluğu hayal etmek…
Yorumsuz
Perşembe, Kasım 26th, 2009
Fazla söze gerek yok sanırım 🙂
Gece genç ve dipdiri
Pazartesi, Kasım 2nd, 2009Yapayalnızdım
Kaybolmuştum karanlığın ortasında
Ne bir ses, ne de bir nefes
Sadece ben ve gece
Issızlıklara doğru korkak adımlar
Her şey sanki bir hayal
Ama bir o kadar da gerçek
Gece genç ve dipdiri
Ağırlığını hissetmemek elde değil
Bir gölge gibi peşimde
Soğukluğu her hücremde
Her an biraz daha bitkin
Her an biraz daha umutsuz
Gece hala genç…
Saat aşkı üç geçe
Çarşamba, Ekim 28th, 2009Bugün az biraz ders çalışayım diye okulda kalmıştım dersten sonra fakat tamda istediğim kadar çalışmayı beceremedim ama olsun iyi bir başlangıç oldu. Arada dersten sıkılınca da karalayayım dedim bir şeyler fakat yine şöyle bir durum ortada olan biten bir şey yok sadece aranan bir şeyler var. İşte size son şiirimsim 🙂
Yıllardan kasım
Aylardan çarşamba
Günlerden aşktı
Aklımda tam bir karmaşa
Kalbimde fırtınalar
O anım nefessiz
Her şey sessiz
Aman tanrım!
Bu bir melek
İşte orada, geliyor
Beklediğim gibi
Tam da aşkı üç geçe
Hayalimdeki prenses
Evet işte orada, geliyor
Arz-ı endam ederek…
Aşk bu olsa gerek!
Pazartesi, Ekim 26th, 2009
Aşk bu olsa gerek!
Bileklik yapmaya devam!
Pazar, Ekim 18th, 2009Evet aynen yazdığı gibi bileklik(El emeği göz nuru bileklik; hem de çevreci!:)) yapmaya devam ediyorum. Şimdi yeni bir model ve tarzla uğraşıyorum ve farklı bir şey ortaya çıkıyor. Malzemem yine dergi kağıdı fakat bu sefer biraz daha kolay ve yapıştırıcı yada başka herkangi bir yardımcı malzeme kullanmaya gerek kalmıyor.

İşte ilk yaptığım bilekliğin görüntüsü ve bunu Sinan'a verdim...
Paramparça aşklar köpekler
Perşembe, Ekim 15th, 2009Evet bu seferlik bir değişiklik yaptım ve yazdığımdan değilde dışardan bir başlık(Paramparça aşklar köpekler) aldım son karalamam için:) Sevdiğim bir filmdi ve birden aklıma gelivermişti bu akşam ve bende kullanmak istedim. Sanırım telif hakkı falan istemezler:) Neyse size bol bol sıkılmalı okumalar…
Paramparça bir hayat
Bilinçsizlik…
Geçen zaman
Unutulmuş bir ses
Umutsuzluk…
Beni bekleyen
Sessiz bir haykırış
Uykusuzluk…
Geceyi besleyen
Uzak bir gelecek
Aydınlık…
Bana gülen
Çok mu kötü? Yapma şimdi! Kusura bakma Kamil Abi ama iyi olması için de bir çabamda olmayacak:)
Ve perde
Salı, Ekim 13th, 2009Demek yazdıklarımı okumaktan sıkıldınız? Bu kadar çabuk mu yani… Fakat daha yeni başladım… Daha ısınıyorum açıkçası:) Neyse uzatmayayım fazla işte yeni bir karalama/şiirimsi size… Adı da “Ve perde“…
Ağlamayla başlayan bir karmaşa
Farkına varamadan geçen zaman
İlk kelimeler, ilk adımlar
Yaramazlıklar ve oyunlar
Eğlenceye tam gaz
Bilgi, bilgi, bilgi… yeter!
Aşırı yükleme ve gereksizlikler
Geleceği aramak
Bulduğunu sanmak
Elinden kayıp gitmesi
Bataklığın içindeki çırpınışlar
Düşler
Tutkular
Pişmanlıklar
Suçlar
Mücadeleler
Düşünceler
Hareket ve bereket
Onu bulamamak
Son bir gülümseme
Ve perde…
Sadece sokağında
Pazar, Ekim 11th, 2009Uhmmm… Gene karaladım bir şeyler ve paylaşayım dedim:) Umarım hoşunuza gider…Adı mı? “Sadece sokağında” seçtim evet geleneği bozmadım şiirimsiden bir satırı seçtim başlık olarak:)
Zamanlardan bir zaman
Onu görmüşsündür
Bir kere
Sadece sokağında
Elveda kavşağından bakarken
Unutamazsın
Aklındadır
Düşüncelerinde
Düşlerinde
Hücrelerinde
O bakışları
O melek gözleri
Arar ama bulamazsın
Başka bir şeydir bu
Adını koyamazsın…
Ev yapımı bunlar… Artık onlarında bir işlevi var:)
Çarşamba, Eylül 16th, 2009Neden mi bahsediyorum? Bir nevi geri dönüşüm diyelim! Son zamanlarda biraz farklı uğraşlar ile evde bulunan ve artık kullanımda olmayan şeyleri çöpe atmak yerine tekrardan nasıl faydalanırım diye düşündüm ve çözüm yolunu buldum sonunda. İnternetinde faydası olmadı desem yalan olur hani. Eski bilgisayar disketlerinizi çevreci yollardan değerlendirmenin 7 yolu adlı bir yazıyı Bildirgeç adlı web sitesinde paylaşmıştım uzun zaman önce ve o zamandan beri evde bulunan disketleri bu yazıdaki yöntemlerden birini kullanarak değerlendirmek istiyordum ve sonunda kalemlerimi ve diğer kırtasiye malzemelerimi koymak için kullanacağım kutuları yapmaya karar verdim. Ben nasıl yapıldığını anlatmayacağım fakat Floppy Disk Pen Holder adlı yazıdan tam olarak neler yapabilirsiniz görebilirsiniz.

CDlerden yaptığım dosyalığım ve disketlerden yaptığım kalemlik&bilimum masa malzemeliğim